Uzaktan Müşteri ve Üye İşyeri Edinimi

Uzaktan edinim son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz ama içeriği tam bilinmeyen bir kavram. Kurumların yeni müşteri ve kullanıcıları, olabildiğince hızlı, güvenli ve modern bir şekilde, tamamen online ve uzaktan yürütülen bir süreç ile bünyelerine katması anlamına geliyor. Müşterilerin artan kolay erişim talebi nedeniyle, edinim sürecini olabildiğince hızlandırmak her sektör için hayati önem taşıyor. Eğer bir şirketin edinim süreci çağın gereklerini karşılamıyor ve yavaş işliyorsa, potansiyel müşterilerin bu süreci daha iyi yöneten rakip bir firmayla çalışmayı tercih etmesi kaçınılmaz hale geliyor. 

Edinim sürecini optimize etmek, yeni müşteri bulma şansını arttırırken bir yandan da edinim sürecinin maliyetini azaltıyor. Fakat edinim sürecini dijitalize etmenin faydalarını daha detaylı incelemeden önce, edinim çeşitlerinin ve müşteri edinimi ile üye işyeri edinimi arasındaki farkların neler olduğu üzerinde biraz duralım.

Edinim Çeşitleri

Yerinde Edinim: Müşterilerin şirketin fiziksel lokasyonuna gidip başvuru yaptığı, dökümanları doldurduğu ve kimliğini kanıtladığı geleneksel edinim metodudur. 

Hibrit Edinim: Bu edinim türünde, şirketler doldurulması gereken dökümanları online olarak sunar, fakat müşterinin bunları doldurup fiziksel lokasyona gelip teslim etmesi ve kimliğini kanıtlaması gerekir.

Uzaktan Edinim (Dijital Edinim): Şirketin müşterisi olma süreci tamamen uzaktan sürdürülür ve bütün dökümanlar ve kontroller dijital bir cihaz üzerinden tamamlanır. Uzaktan edinim başvuru sürecinin tamamlanabileceği en hızlı metoddur.

Müşteri Edinimi & Üye İşyeri Edinimi

Müşteri Edinimi

Müşterinizi Tanıyın (Know Your Customer) olarak da bilinen Uzaktan Müşteri Edinimi, özellikle bankacılık ve sigortacılıkta olmak üzere finansal sektörde geniş çaplı kullanımı olan bir uygulama. Bu süreç müşterinin kimliğini saptamayı ve doğrulamayı da kapsıyor. Doğrulama kısmında mail ya da sms göndermek veya video ile müşterini kimliğini saptamak gibi metotlar kullanılıyor, fakat burada esas olan bütün yöntemlerin otomatize bir şekilde ve tamamiyle dijital cihazlar üzerinden gerçekleştiriliyor olması. Uzaktan edinim sayesinde bir kişi dakikalar içerisinde bir bankanın ya da sigorta şirketinin müşterisi olabilir, hesap açabilir, kredi kartı alabilir hatta kredi başvurusunda bulunup, onaylanabilir. 

Forrester’ın bir araştırmasına göre müşterilerin %66’sı, iyi bir müşteri deneyiminin en önemli unsurunun harcadıkları vakte dikkat edilmesi ve değer verilmesi olduğunu düşünüyor. Oracle tarafından gerçekleştirilen bir başka çalışma ise müşterilerin %89’unun kötü bir müşteri deneyimi sonrasında, rakip bir firma ile çalışmaya başladığını gösteriyor. Bu istatistikler edinim sürecini kısaltmanın ve optimize etmenin ne kadar önemli olduğunu göstermekle birlikte, bunu başaramayan bir şirketi bekleyen muhtemel sonuçları da göz önüne seriyor.

Üye İşyeri Edinimi

İşlem hacmini arttırabilmek için bankalar ve ödeme sistemi sağlayıcıları sürekli olarak yeni üye işyerleri edinmek durumundalar. E-ticaret sektörü son 15 yıldır sürekli olarak büyüse de, şirketlerin yeni üye işyeri edinerek yüksek kar elde etmelerinin önünde hala engeller var.

İlk engel, üye işyeri tarafındaki bilgi azlığı. Çoğu üye işyeri edinim sürecinin nasıl işlediğine dair bilgi sahibi değil ve başvuru yapıp onaylanmanın uzun zaman alacağı kanısında. Bu yüzden, kendilerine sunulacak asıl servisin kalitesine çok önem vermeden, hızlı ve kolay bir edinim süreci vaad eden ilk üçüncü parti servis sağlayıcısı ile çalışmak durumunda kalıyorlar.

Yüksek kar elde etmenin önündeki ikinci engel ise yeni yöntemlerin ve teknolojilerin kullanılmaması durumunda edinim sürecinin oldukça maliyetli olması. Geleneksel üye işyeri edinimi, dokümanların basılı kopyalarının incelenmesi, manuel kontroller, veri girişi ve özet tabloların takibinin yapılması gibi oldukça zaman ve işgücü gerektiren adımlar içeriyor. Bu adımlar bir seferlik düşünüldüğünde önemsiz gibi gözükse de, her başvuru için tekrarlandığında maliyetin kayda değer bir şekilde artmasına ve üye işyeri ediniminin karlılığının azalmasına sebep oluyor. Ek olarak, bu manuel süreç çoğu zaman öznel kararların alınmasına yol açıyor ve uzun vadede riskli bir portföy oluşmasına sebep oluyor. 

Bu bilgiler eşliğinde şu sorunun akıllarımıza gelmesi kaçınılmaz oluyor: Bankalar ve ödeme sistemi sağlayıcıları üye işyeri edinim süreçlerini başvuru süresini kısaltacak ve karlılığı arttıracak şekilde nasıl dönüştürebilir?

Uzaktan Üye İşyeri Edinimi: Hızlı, Güvenli ve Uygun Maliyetli

Uzaktan üye işyeri edinimi şirketlerin başvuru süreci için harcadıkları zamanı azaltıyor ve üye işyerlerine mümkün olan en kısa sürede cevap vermelerini sağlıyor. Bu, olası müşterilerin başvuru sürecinde rakip firmalara gitmesi ihtimalini azaltmasına ek olarak, dış kaynak kullanımı ve otomasyon sayesinde maliyeti de azaltıyor. 

PCI Checklist’in “Edinim Güvenlik Taraması”, üye işyeri edinim süresini yalnızca 5 dakikaya düşürüyor. Banka veya ödeme sistemi sağlayıcısının yapması gereken tek şey, ilgili iş yerinin web sitesinin adresini PCI Checklist’in kullanımı kolay paneline yazıp “tara” seçeneğine tıklaması oluyor. Bu basit eylem bile bir API entegrasyonu ile elimine edilebilir. Tarama başladıktan sonra, PCI Checklist’in son teknoloji kullanılarak tasarlanmış sistemi, gerekli kontrolleri sağlıyor ve 70’ten fazla kontrol noktası ve bir ürünün sepete atılması adımından ödeme adımına kadar bütün sayfaların ekran görüntülerini içeren bir rapor oluşturuyor. 

5 ila 10 dakika arasında otomatik olarak oluşturulan bu rapor, banka ve ödeme sistemcilerine yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda başvuru yapan üye işyerinin müşterilerine sağladığı alışveriş deneyimine dair bilgi sunuyor. PCI Checklist’in hizmetinden yararlanarak, şirketler edinim raporuna kendi görsel ve dökümanlarını da ekleyerek bir edinim arşivi yaratma imkanı buluyorlar. 

Bütün edinim adaylarının Firmadan Müşteriye (Business-to-Consumer) iş yapmadığını göz önünde bulunduran PCI Checklist, Firmadan Firmaya (Business-to-Business) iş yapan adayların da başvuru sürecini otomatize etmeyi mümkün kılıyor. Banka ve ödeme sistemcileri deneme amaçlı bir kullanıcı adı ve şifre bilgisini, web sitesinin adresi ile birlikte PCI Checklist’in paneline girdiği takdirde, Edinim Güvenlik Taramasını bütün portföyü için kullanabilir hale geliyor.

Bankalar ve ödeme sistemcileri, edinim kararını vermek için aynı zamanda tarama sonucunda oluşturulan güvenlik puanını da kullanabilirler. Kontrol noktaları ve ekran görüntülerine ek olarak edinim raporu, 0 ila 100 arasında değişen bir güvenlik puanını da içeriyor. Sistemi kullanan şirketler belli bir güvenlik puanını kendileri için eşik olarak belirleyebilir ve bu puanın altında kalan üye işyerlerinin başvurularıyla ilgili hızlıca karar alabilir. Karar verme sürecinin bu şekilde değişmesi, öznel kararların alınmasını minimuma indiriyor ve güvenli bir portföy oluşturmanın önünü açıyor. PCI Checklist’in Edinim Güvenlik Taraması, sürekli büyüyen bir kullanıcı kitlesine sahip ve şimdiye kadar 4300’den fazla üye işyerinin taranıp, edinim kararı verilmesi ve uygun üye işyeri indirim oranının belirlenmesi için kullanıldı. 

Verisk Financial’a göre, geleneksel edinim süreci şirketlere 35 ile 100$ arasında bir fiyata mal oluyor ve 6 güne kadar uzayabiliyor. Uzaktan edinim ile maliyeti %90’a kadar düşürmek ve süreyi 5 dakikaya kadar indirmek mümkün. Güvenlik ve objektif karar alma açıları da göz önüne alındığında, edinim sürecini dijital dünyaya taşımak şirketler açısından verilecek en mantıklı karar gibi gözüküyor.

SaaS Şirketleri için Dijital Pazarlama

SaaS Şirketleri Ne İş Yapar?

SaaS sektörü 2019’dan beri pazardaki en hızlı büyüyen sektör oldu. Pazarın bu parçası her geçen gün ile daha da büyüyor ve ürettiği yıllık ciro yüz milyar doları geçiyor. Şirketler bu teknolojileri son yıllarda kapsamlı olarak kullanıyor. Bu teknolojilere sadece 2 yıl önce harcadıklarından %50 daha fazla harcıyor olmaları bunun bir kanıtı olarak gösterilebilir.

Ama önce, bir SaaS şirketi nedir, buna bakalım. SaaS kelimesinin açılımı “software as a service”, ki bu Türkçe ’ye “bir hizmet olarak yazılım” şeklinde çevrilebilir. Bu şirketler sunucuları üzerinde bir yazılıma ev sahipliği yapıyor ve kullanıcıları da bu hizmete internet aracılığıyla ulaşabiliyor. Daha yeni oldukları dönemde bu hizmetler sadece internet tarayıcıları üzerinden erişilebiliyordu, fakat artık çok sayıda platform üzerinden ulaşılabilir hale geldiler. Pek çok SaaS uygulamasına telefonlar ve hatta televizyonlardan erişilebiliyor artık. En çok kullanılan SaaS uygulamalarından bazılarını inceleyerek başlayalım:

  • Müşteri Kaynak İdaresi, şirketlerin müşteri bilgisini kaydetmesini ve satışlarını takip etmelerini sağlar.
  • Girişim Kaynağı Planlaması, büyük şirketler için uygun, çok sayıda farklı SaaS uygulamasının bir araya getirildiği bir SaaS ağıdır.
  • Muhasebe ve faturalandırma hizmetleri ile şirketin finansal işleri idare edilebilir.
  • Proje idare hizmetleri partnerler arası işbirliği ve iletişimin verimliliğini arttırmayı sağlar.
  • Ağ ev sahipliği ve elektronik ticaret hizmetleri ile şirketler çevrimiçi imajlarını sürdürebilir.
  • İnsan Kaynakları hizmetleri ile kuruluşlar işe alım sürecini kolaylaştırabilir ya da çalışanlarının zaman çizelgesine erişimini sağlayabilir.
  • Veri idare hizmetleri büyük şirketlerin veri tabanlarını düzenlemelerinde ve saklamalarında, ayrıca bu verilere kolayca ulaşmalarında yardımcı olabilir.
www.blissfully.com/saas-trends

Hizmetleri ne kadar hayat kolaylaştırıcı olsa da, tabii ki SaaS şirketleri de her şirket gibi kitlelerini bulup bu kitlelere ulaşmak zorunda. Bunun için kullandıkları kimi pazarlama stratejilerinden bahsedeceğiz.

Freemium Modeli

Ticari bir bakış açısıyla ilk bakışta mantıksız görünse de SaaS şirketlerinin hizmetlerinin en az bir kısmını ücretsiz olarak sunması iş için faydalı bir durum. Kullanıcıların bu hizmetleri kısıtlı olarak da olsa ulaşmasını sağlamak, SaaS uygulamalarının kullanıcı tabanını genişletmesine yardımcı oluyor.

Büyük bir kullanıcı kitlesi ile SaaS uygulamaları reklam aracılığıyla da ciro üretebilir ve görünürlüğünü artırabilir. Dahası, bu ücretsiz kullanıcılardan ücretli tarifelere abone olanlar olabilir. Bunu düşünerek, çok sayıda uygulama farklı ücretlendirmede farklı abonelik planları sunar. Daha yüksek ücretli tarifeler tabii ki daha iyi hizmet sunma vaadi verir. Bu modele ücretsiz anlamına gelen “free” ve Premium kelimelerinin birleşimi olan “freemium” adı verilmiştir.

Bu modelin bir norm haline gelmesiyle, artık müşteriler de kendilerine sunulan hizmetin en azından “deneme versiyonuna” ücretsiz olarak ulaşabiliyor olma beklentisinde.

 

bmtoolbox.net/patterns/freemium

Referans Pazarlaması

Ciro üretmenin en önemli noktalarından birisi, bu ciroyu sağlayacak büyük bir tabana sahip olmak. Ve tabii ki, tabanını genişletmenin en önemli noktalarından birisi de görünürlüğünü artırarak daha fazla müşteriye ulaşmak.

Her ne kadar insanlara ulaşmanın çok yolu olsa da ulaştığınız her insanın sunduğunuz hizmete ihtiyacı yok, ve insanları bu şekilde filtrelemek de pek kolay değil.

Müşterilerinizi çevrelerine sizin hizmetinizin reklamını yapmaya teşvik etmeye referans pazarlaması deniyor ve geniş kitlelere ulaşabilmek için önemli bir araç. Bu teşvik bir ödül sistemi aracılığıyla yapılıyor. Örnek vermek gerekirse, bir veri depolama hizmeti olan Dropbox, bir başka kullanıcıya referans olan kullanıcılara 500 megabyte fazladan depo alanı vererek kullanıcı kitlelerini %3900’dan büyük bir oranla artırdı, hem de 15 aydan kısa bir sürede!

Çoğu uygulama bu ödüllerin de reklamını yapabilmek için e-posta ya da uygulama içi bildirimlerden faydalanıyor.

Kullanım Kolaylığı

Çevrimiçi ortamda çoğu kullanıcının beklentisi aradıkları hizmete hızlı ve kolay bir şekilde erişebilmek. Eğer süreç kullanıcıların sinirini bozarsa, kullanıcılar kolayca fikirlerini değiştirip dikkatlerini bir başka tarafa çevirebilirler. Bu açıdan, hizmetin mümkün olduğu kadar hızlı ve kolay olması kritik önem taşıyor.

Bu sebepten ötürü, çoğu şirket böyle durumlarda müşteri kaybetme ihtimalinin en yüksek olduğu noktaları saptayarak bu duruma müdahale etmiş. Bu noktalardan bir tanesi oturum açmak mesela. Bir hesap açmak için bütün o bilgileri girmek kullanıcılara uzun ve zor gelebiliyor. Ama Google veya Facebook gibi üçüncü parti uygulama hesapları ile erişim sağlayabilmek kullanıcılara bu konuda büyük bir kolaylık sağlıyor ve bu süreci sadece bir butona tıklamak kadar kısa bir hale getiriyor.

Müşterilerin üşenip geri döndüğü noktalardan bir tanesi de bir sürü bilginin girilmesini gerektiren ödeme ekranı. Ödeme ekranının ağzına kadar boşluklarla dolu tek bir sayfadansa birden fazla sayfadan oluşması daha az korkutucu gelebiliyor. Ayrıca, ödemeyi misafir kullanıcı olarak yapabilmek de bir artı. Çünkü insanlar ödeme sayfasına gelebilmek için bir hesap oluşturmak zorunda olmaktan hoşlanmıyor, fakat zaten girilmiş olan bilgilerle kolayca bir hesap oluşturabiliyor. Bu oluşturulan hesap daha sonraki işlemlerde kullanıcıya kolaylık sağlıyor ve daha sonraki işlemlerde yine aynı uygulamayı tercih etme eğilimini artırıyor.

Çok fazla verinin girilmesinin zorunlu olması da negatif bir durum, çünkü müşteri hizmetin kendisine bir an önce iletilmesini istiyor.

Görünürlük ve Arama Motoru Optimizasyonu (SEO)

Kitlelerine erişmek isteyen şirketler için, Google’da arandıklarında en üstte çıkmaları çok önemli. Ödemesiz olarak ve sadece algoritmaya dayalı olarak hesaplanan trafiğe organik arama deniyor ve büyümek isteyen şirketlerin bu algoritmayı kendi lehlerine kullanması gerekli. Bu konuda içerik anahtar kelimelerinin özenle seçilmesi önem taşıyor.

Kimi şirketler ise arama motorlarına ödeme yaparak aramaların en üstünde çıkmayı tercih ediyor. Bu yönteme ödemeli arama deniyor.

Ayrıca, şirketler potansiyel müşterilerinin onları arayabileceği başka platformları da, örneğin Facebook gibi, hesaba katmalı. Farklı arama algoritmalarına sahip bu platformlar için stratejilerin güncellenmesi gerekebilir.

Kimi SaaS uygulamaları ise LinkedIn gibi platformlar ile partnerlik yaparak kendi uygulamalarında yetkinliğin iş nitelikliliği olarak listelenmesini talep ediyor.

Modern çağda, Twitter ve Instagram hashtagleri, ayrıca sektörde nüfuz sahibi sayılan “influencer” kişiler tarafından paylaşılmak da bilinirliği artırabiliyor. Farklı platformlarda farklı kitleler olduğu göz önünde bulundurularak reklam içerikleri de değiştirilebilir.

Sonuç

Tüm hizmetlerin dijitalleştiği bir çağda, SaaS şirketlerinin yaygınlaşması pek de şaşırtıcı değil. Sadece büyük ticari şirketler değil, serbest çalışanlar da bu hizmetlere bağımlı hale gelmiş durumda.

İnternette istediği hizmete istediği gibi ulaşabilme kolaylığı online şirketlere pazarda bir yer açarak fayda sağladı. Fakat kullanıcıların kolayca kullanacakları uygulamayı değiştirebiliyor olması çetin bir rekabet ortamı yarattı. Yukarıda bahsettiğimiz pazarlama stratejilerinin iyi kullanılması, bu ortamda hayatta kalabilmek için bir zorunluluk artık.

Büyük SaaS şirketleri, başarılarını kolay kullanım, büyük bir kullanıcı kitlesi ve iyi bir bilinirliğe erişmiş olmak ile kazandılar. Endüstri böylesine bir ivme ile her geçen gün daha da büyürken, daha birçok yeni SaaS uygulamasının hayatımıza gireceğini ve gerek işyerinde gerek günlük hayatımızda vazgeçilmez hale geleceğini öngörmek pek de zor değil.

Referanslar

  1. https://digitalguardian.com/blog/what-saas-company
  2. https://blog.hubspot.com/service/top-saas-companies
  3. https://blog.hubspot.com/marketing/strategies-saas-businesses-grow
  4. https://www.kalungi.com/blog/digital-marketing-strategy-for-saas-companies-in-competitive-markets
  5. https://neilpatel.com/blog/how-saas-marketing-is-different/
  6. https://www.singlegrain.com/saas/saas-marketing-strategies/